COVİD-19’un İŞVEREN MALİ MESULİYET SİGORTASI KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ
Covid 19 sonrası ülkemizi ve dünyayı nelerin beklediğine dair sayısız tahmin ve değerlendirme yapıladursun, sektörümüzün gerek Covid sonrası gerekse de Covid döneminde nasıl şekilleneceğine dair tartışmalar da tüm hızıyla devam ediyor. Bu blog yazımızda sektörümüz için her zaman yönetilmesi zor bir ürün olmuş olan İşveren Sorumluluk Sigortası’nın Covid döneminde yaşanan bedeni zararlara ne şekilde yanıt verebileceğine değineceğiz.
Bildiğimiz gibi İşveren Sorumluluk Sigortası, işyerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda İşverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle İşverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kanununa tabi işçiler veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek ve Sosyal Sigortalar Kurumu’nun sağladığı yardımların üstündeki ve dışındaki tazminat talepleri ile yine aynı Kurum tarafından işverene karşı iş kazalarından dolayı ikame edilecek rücu davaları sonunda ödenecek tazminat miktarlarını ve yaygın olarak kaldırılan istisnalar vasıtasıyla da aşağıdaki olayları teminat altına alır;
- İşçilerin, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak getirilip götürülmeleri sırasında
- İşçilerin, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda ,meydana gelen iş kazaları
- Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında meydana gelen iş kazaları
- Meslek hastalıkları sonucunda vaki olacak tazminat talepleri
- Manevi tazminat talepleri
“İş kazası”, Genel Şartlarda tanımlanmamakla beraber Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır;
MADDE 13- İş kazası;
- a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
- b) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
- c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
- d) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
- e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.
“İş kazası”, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunda ise;
İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olay olarak tanımlanmaktadır.
Yani her iki kanunda da iş kazasından bahsederken ‘Olay’ kelimesi kullanılmıştır. Bu durum, “İş kazası” kavramının sadece “kaza, yaralanma” gibi ani bir gelişmeye bağlı olarak değil, etkileri ve sonuçları sonradan ortaya çıkabilecek, kişinin vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hale getiren daha geniş bir olumsuzluk olarak düşünülmesi gerektiğini bize göstermektedir.
İlave olarak, Genel Şartlarda salgın hastalıklar istisna edilen haller arasında değildir. Bu durumda bir çalışanın işyerinde ya da görevli olarak gönderildiği bir yerde çalışırken hastalığa yakalanması poliçe kapsamında olacaktır. Elbette burada en önemli detay, çalışanın bu hastalığa çalıştığı sırada yakalandığını ispat edebilmektir.
İşverenler, önlem olarak, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yayınlamış olduğu İŞYERLERİNDE KORONAVİRÜSE (COVID-19) KARŞI ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER kapsamında gerekli tedbirleri almalı ve acil durum planlarını hazırlamalıdır.
Eğer bu kurallara uyulmamışsa ve acil durum planı hazırlanmamışsa olası bir vakada İşveren, çalışanının hastalığı çalıştığı sırada kapmadığını ispat edemeyecek ve talep edilen tazminattan sorumlu tutulabilecektir.
Evden çalışma durumunda oluşabilecek tazminat taleplerinde Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınlamış olduğu bildirgeye göre hastalığın kuluçka süresi olan ilk on dört günün doldurulmuş olup olmadığı hastalığın çalışma ortamına bağlı olarak kapılıp kapılmadığını tespit etmek adına büyük önem arz edecektir.
Böyle bir durumda poliçeye “Evden çalışma yapıldığı” notunun düşülmesi faydalı olacaktır.
İlerleyen günlerde talep sayısı arttıkça emsal davaların ve kararların ortaya çıkacağı düşünülmektedir.
14.04.2019 Tarihli 2018/5018 esas 2019/2931 karar sayılı davada, Türkiye’de yerleşik bir firmada tır şoförü olarak çalışan işçinin görevli olarak Ukrayna’ya gitmiş olduğu, döndükten bir süre sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığı ve kendisine H1N1 (Domuz gribi) teşhisinin konulduğu, kısa bir süre sonra da hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Kişinin yakınları iş mahkemesine başvurmuş ve mahkeme bu olayı iş kazası olarak kabul ederek davayı sonlandırmıştır.
Bahse konu dava, Covid-19 vakaları için de emsal teşkil edebilecek türden bir davadır.
Konuyu Meslek hastalığı açısından ele alırsak;
5510 sayılı Kanunun 14. Maddesine göre Meslek hastalığı, Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir.
Covid-19’u Meslek hastalığı olarak değerlendirebilmemiz için işçinin tekrarlanan sebeple hastalığa yol açacak etkenlerle karşılaşması gerekmektedir, bu sebeple, Sağlık çalışanları harici çalışanların durumunun bu kapsamın dışında kaldığı düşünülmektedir.